HASIMLIK AKLIN, CELLADIDIR!..

Tabi ki akıl var ise!? Var mı ki, sorup, arıyoruz?.. Sizce vaki mi?.. Bence değil.. Sahi, olmayan bir aklı aramak neye delalettir?.. Elbette ki, akılsızlığa!.. Ne hazindir ki, hal-i hazırda siyasi arena böylesi bir zaman dilimini tüketiyor ve yaşatıyor..

***

Ürkütücü olan gerçek de şudur ki!.. İktidar ve Erdoğan düşmanlığı üzerine kurgulanan muhalif bir siyaset daha bir egemen!!!.. Ve bu kulvarda koşan siyasiler çok.. En küçüğünden, en büyüğüne kadar aklı devre dışı bırakıp, gerçeklere gözünü kapatan, kör bir taassup içerisinde!..

***

Kimse gerçeğin, hakikatin, doğrunun peşinde değil!.. En dehşetlisi, ya bizdensin, ya da yok hükmündesiniz anlayışına, biat ediciliğin hüküm ferman kesilmesi!.. Bir vakıa, bir hadise, bir iddia vuku bulduğunda, aklı selim yaklaşan, sorgulayan, soruşturan, hakikati önceleyen yok!..

***

Bir nefes anı kadar bile duraksayan yok!.. Yahu ya doğruysa, ya değilse, demiyor?.. Ki bunu muhalefetin azgın akıl tutulmasının karşısında iktidarın kimi kesimi de, sirayet edici bağımlıklılıkla, aynı tavır içerisinde, sorgusuz, sualsiz kesiliyor!.. Beka meselesi!

***

Bakınız!… Günler ve aylardır, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ekseninde yaşananlar.. Çok yönlü bir akılsızlık üstünlüğü var.. Mevzu tüm müştemilatıyla siyasi bir kısırlık girdabına mahkum edilerek, savunuluyor, bel çıkılıyor, sahipleniliyor!!.. Hakikat yok, algı var!..

***

Kimse, yahu itiraf eden belli… Şikayet eden belli ifade veren belli… Herkesi suçlanan belli.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suç örgütü kurma ve daha enva-i suç teşkil edici, işlerin yapıldığı yer belli!? Tüm bunları organize eden, çatı siyasi yapı belli!.. Ve her gün, lağım misali akan kirlilik belli!

***

Kaldı ki, ne iktidarın, ne de başka bir siyasi yapının dahli yok; akan pislik ağında!!!.. Gammazlayan, ispiyonlayan, el altında bahçe oluşturan da bizatihi kendi veletleri!!.. İç kavga, iç çatışma, iç rant hesaplaşmasında bulunanlar yine zat-ı muhteremlerin bizatihi kendileri!..

***

Hal bu iken halen mızrak çuvala sığmaz hakikati orta yerde cereyan ederken, vaziyetten masumiyet çıkarmaya kalkışmak? Yasaları, kanunları, nizamları hiçe sayarak “ben yaptım, ben ettim, kimse dokunamaz” diyerek, zeytinyağı gibi su yüzüne çıkma!..

***

Neymiş!.. Tüm bu yaşananlar demokratik bir ülkede yaşanmaz.. Ülke antidemokratik bir şekilde yönetiliyor!.. Doğru hiç bir demokratik ülkede böylesi bir muhalefetin, böylesi bir akılsızlık siyaseti, ne söz sahibi olur, ne de kör taassuba kalır!.. Ne garipse bizde çok!..

***

Çürümüşlüğün dibi!.. Ama vaziyet, tencere kapak misali.. Al birini vur ötekine.. Lakin üstün kesilen ana muhalefet olunca, ahali iktidarın hangi haltları icra ettiğine, bir türlü odaklanamıyor!.. Çünkü muhalefetin akıl yoksunu siyaseti, iktidara bulunmaz nimet ve ganimet, yaratıcı!!!

***

Yoksa, çarşı-pazardaki ekonomik yıkım.. Hayat pahalılığı.. Gelir düzeyindeki adaletsizlik.? Ahlaki çürümüşlük.. Cinayet, şiddet, aile içi dağınıklık.. Değerlerin, inançların, ilkelerin vahim derecede, erozyona uğratılmış, hal-i durumu ortalığı alev yerine çevirirdi.. Herkes konuşurdu?!..

***

Ve ahali olarak sorar olurduk; ne ara bu hale geldik?.. Ama maalesef ne sorabiliyoruz, ne de akla getirebiliyoruz? Bizi körelten, ön görmez hale getiren işte bu akılsız muhalefet siyaseti ve onun şuurdan derdest edilmiş siyasi aktörleri…

***

Eskiden bir olay vuku bulduğunda, dört bir tarafına odaklanıp, sorgulanırdı?! Şimdi, bizimkiler mi, onlar mı yapmış bir bakış var.. İster kötü, ister iyi olsun; tarafsa alkış boldur değilse, infazı hemendir.. Baskıcı bir zihniyet hakim!…

***

Halk deyimiyle, boşa kürek sallanıyor!.. Baksanıza seçime daha üç yıl var.. Muhalefetin konuştuğu, ahaliyi de konuşturmaya zorladığı mevzu Cumhurbaşkanı adayı?..  İmamoğlu mu, değil mi sorusu da değil.. Kim bu kulvarda kime kumpas kurabilir arka bahçe hakimiyeti  kimin elinde olsun?…

***

Avaneleri ve trolleri öylesine haşin öylesine gaddar bir şekilde bel altı vuruyorlar ki, aman allahım!.. İmamoğlu grubu, Yavaş’ı, Özel’in grubu tümünü, Kemal bey’in ise alayına, sende mi brütüs hançeriyle vur da vur, vuruluyor!?!.. Normal bir akıl seyri değil bu yaşananlar!..

***

Klasik söylemleri!.. Bu iktidar artık gitmeli, gitsin.. Ama gerisi ne olursa olsun..? Ne gariptir ki bu minvaldeki siyasetlere bakıyorsun ki, mevcut iktidarın, iktidarda kalması için, enva-i takla atıyorlar?.. Yaman çelişki!.. Kimse yapılanların iktidarın değirmenine su taşıdığını görmüyor?!

***

YAPILMASI GEREKEN NE?..

Çok ama çok basit!.. Önce bir akıl relaksı yapılacak.. Duygu sömürgesinden kurtulacak, algı üretimine son verilecek!.. Hakikate odaklanacak.. Ve diyecek ki; eşit, adil olunacak.. Kör siyasi taassuptan kurtulacak.. İktidar da, muhalefet de!..

***

Suç ve suçlu!.. Her kim olursa olsun, kayırma olmayacak.. Siyasi saiklere meyil edilmeden, yasalar, kanunlar, eşitlik karinesi içerisinde uygulanacak.? Kimse mahalle baskısına, ya da siyasi güç odaklı mobing icra etmeyecek!..

***

Çifte standart uygulama, bakış, yasa işlemi, mevzuat çarkı, olmayacak!.. İktidara ayrı, muhalefete ayrı, yanlı bir tutum içerisine girilmeyecek.. Ve kimse bir başka kimseyi sütten çıkmış ak kaşık görmeyecek!.

***

Ve şu iki düsturdan taviz verilmeyecek.. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.? Ve kanunların, yasaların karşısında herkes eşittir?.. Bu iki ulvi akım her alanda hakim ve egemen olmalı!..

***

Yandaşlık ya da vandaşlıkla beri yanda güç zehirlenmesiyle hiçbir zümre, halkın iradesine dayalı hukuk devleti işleyişini mecrasından çıkartamaz, menfaatler doğrultusunda, kendine göre dizayn edemez!..

***

Eğer bu gerçeklerin rotasında ilerlersek, akılsız siyasetin faşizan düzenini yıkmış, totaliter rejimi mevta etmiş, halkın iradesini üstün, devletin hukuki ilkelerini de tartışılmaz kılmış oluruz. Aksi durum; fecaattir!?.

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Hırsızların kavgası, çalarken değil, paylaşırken çıkar!..